Kim bu kadın
hangi aşk hangi sevda diriltecek içimdeki sevgimi
hangi gül unutturacak canıma saplanan
dikenini
şimdi şaşkın günün ortasında suskun kalmışım
içimde kanayan hazan mevsimleri gibi çaresiz
var git sevgili benide ortak
etme gözyaşlarına
çalkantılı bir hayatın karanlık fonu
üzerinde
tanrının sana bağışlamadığı şeyle ayakatamı kalacaksın
aşkla seven bir erkegi şer kokan bir kadınamı teslim edeceksin
senden sonra sevme alışkanlıklarımıda kaybettim
karanfilleri sevmiyorum artık
senden sonra kimseyede zakkumum demem artık
hiç bir türkü duygulandırmaya yetmeyecek beni
şimdi notasız şarkılarda bıçak üstü bir hüznü
yaşıyorum
başladığım her sözüm yarım yamalak kalıyor
geceler uyutmuyor anılarsa dinlendirmiyor artık
hasretin can,gülüşün tıpkı bir cam kırığı gibi saplı bedenimde
ben artık dalını kıran bir ağaç,ağaçlarını yıkan bir orman oldum
bir kuş olsam kanat çırpsam siftah edemeyecegim baharlara
biliyorsun artık,tanımsız ve anlamsız aşkların ilk durağısın
belkide sen,biraz önce yüregimdeki kopan serseri mayınsın
şimdi düşlerin yasak olduğu bütün iklimlere gidiyorum
terkedilmiş bir sevdanın sadece kimligini parçalıyorum
içimden sökemedigim o tarifsiz aşkının ezikligiyle
sensizligin biçareligine umutsuzca meydan okuyorum
şimdi hesap sorarlar benden bu kadın kim... diye
seni nasıl böyle içten içe yıkıma uğratmış
sersefil hallere sokup divane etmiş diye...
susup kalacağım bir suçlu gibi içimi kanatarak,,
senden kalan herşey ayrı bir kanamadır içimde
bu yüzden gitmeleri al,giderken sabahları al..
saçlarından seken geceleride al.al.al
zülmü al,aşkı al,sana ait ne varsa al istemem